Yuh! Kışı Bile Stres Faktörü Yaptılar

Sıkıntıya “depresyon” derseniz önce adı hastalık olur. Ardından da, “Demek ki hastaymışım” diye düşünmeye başlayacakları için insanlar hasta olurlar. Biri olunca diğerinin olması gayet doğaldır; çünkü bu eşyanın tabiatı gereğidir.

Aynı kavramsallaştırma mantığı ile sürekli, “Azap oldu kapladı her yeri” derseniz kış önce olumsuz bir mevsime; ardından da insanlar için yeni bir stres kaynağı haline dönüşür.

ALGIYI DEĞİŞTİR, HER ŞEY DEĞİŞSİN

Ünlü bir düşünür, “Bu asrın en büyük keşfi, algıları değiştirmekle hemen her şeyin değiştirilebileceğinin öğrenilmiş olmasıdır” demiştir.

Sahiden algının insanların ve dış dünya üzerindeki öneminin keşfi, atom bombasını icat etmek kadar büyük bir öneme haizdir.

BU BAĞLAMDA

Önce iyi seçilmiş kavramlar sokuluyor devreye. Sonra bunlar sık sık tekrar ediliyor.

Bu kavramlar kısa sürede algıları biçimlendiriyor. Böylece algılarımızın ipi elimizden alınıyor.

Algı değişince doğal olarak düşünceler ve duygular değişmeye başlıyor. Çünkü kişi için gerçek, algıladığıdır.

Artık bu sinsi sürece hizmet etmeyen çok az şey kaldı. Ana haber bültenleri dahi bu değirmene su taşır hale dönüşmüş vaziyette.

ÖRNEK

Kar hayatı felç etti
Kış her tarafı esir adlı
Kış erken bastırdı
Kış cehennem azabına dönüştü
Şükür kar yurdu terk ediyor
Şükür artık güneşli günler geliyor (sanki kışın ortasında bu iyi bir şeymiş gibi)
Kış…
Kış…
Kış…

vs. diye diye muhteşem bir mevsim olan kışa ilişkin algılarımız şekillendiriliyor.

Böylece kışın sevgi, coşku, neşe, heyecan gibi duygularla olan doğal bağı koparılıyor; lafzı kaygı, korku, sıkıntı ile özdeş bir hale dönüştürülüyor.

Fıtri kod değiştiriliyor; zihinlerimizde kavram ile duygular arasında yeni bir çağrışımsal bağ kuruluyor. Derken muhteşem bir mevsim olan kış bile zihinlerimiz ve ruhlarımız için büyük bir stres faktörü haline getiriliyor.

Psikoloji söyler: Her şeyi olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz.

Böylesi önemli bir iş biz sıradan insanların kendi uhdesine bırakılır mı hiç!

Bırakmıyorlar da haliyle!

Sadece MODA ile neyi nasıl giyeceğimize karar verilmiyor artık. ALGI ile neyi nasıl düşüneceğimize de karar veriyorlar. 

SONUÇ

Algılarımız, haliyle psikolojimiz yönetiliyor. Bu nedenle her faktör sinsice kurgulanmış.

Artık çoğu şey hasta ve hastalık ile dönen kapitalist tedavi değirmenine su taşıyor.

Bize ise -ununu başkalarının yiyeceği bir değirmene buğday taşıyan hamal olmamak için- biraz olsun bilgili ve uyanık olmak, daha da önemlisi bunun farkındalığı içersinde hareket etmek kalıyor. 

izzetgullu

Psikolog

Bir yanıt yazın