SADECE TRENİN PEŞİNDEN KOŞAN AYDINLARIMIZ

Bazı insanlar vardır, bilirsiniz.
Bir olay vuku bulunca hemen vallahi ben o olayı hissetmiştim, dün gece rüyamda görmüştüm falan derler.
Nedense bu kişiler bir kez olsun bir olayı daha olmadan, başında haber vermezler. Dediğim gibi her seferinde gerçekleştikten sonra bildiklerini ifade ederler.
Bilim insanı dediklerimiz, ekranlarda bize en az kendileri kadar iyi bildiğimiz hususları bile sanki hiç bilmiyormuşuz, sadece kendileri farkındaymış edasında anlatan aydınlar da öyle.
Bırakın artık meseleler üzerinde olduktan sonra ahkam kesmeyi.
En azından bir olayı önceden yorumlasanız da bir sefer de bu çıksa! Biz de, “Hakikaten uzman bunlar, sahiden aydın kişiler. Bakın çok önceden öngördüler”  desek!
Bugünlerde yine başladılar Taksim ve Gezi parkı olayları vesilesiyle yorumlara – analizlere!
Gençliği yanlış anlamışız! 
Doğrusunu biliyordunuz da niye öğretmediniz daha önce diyen yok!
Gençlik aslında bilinçliymiş, bunu görmüş herkes!
Düne kadar bu gençlikten bir şey olmaz, hepsi ehli keyif olmuş; yeni nesil tamamen apolitize diyen siz değil miydiniz!
Bizler apolitik türü alengirli ve süslü kavramları siz aydınlar gibi fazla bilmeyiz. O yüzden hadi diyelim ki bizler göremedik; sizler niye ters köşeye yattınız?
Kaza olduktan sonra yol gösteren çok olurmuş!
Kaza olunca zaten herkes yol gösterir. Marifet henüz olmadan öngörebilmekte, gösterebilmekte.
Ancak o zaman bilim insanı olmanın, aydın olmanın, entelektüel etiketi taşımanın bir manası olabilir!
Siz sadece olanı yorumluyorsunuz sürekli.
Tıpkı bizler gibi…
Olanı herkes yorumluyor. İşin daha da garibi sizin yorum ve analizleriniz herkesinkinden çok da farklı, daha doğru, daha isabetli, daha derin değil! 
Zaten o yüzden her gece ekranlarda uzayıp gidiyor yılan hikayeleri misali; somut bir çözüm getirmeyen süslü konuşmalarınız. 
Ama ne diyesiniz işte…
Bir kere adımız çıkmış!
Siz herşeyi en iyi bilen aydınlarsınız; bizler ise bir şey bilmeyen, sadece sizleri dinleyen halkız…

izzetgullu

Psikolog

Bir yanıt yazın