DR. ÖZEL’DEN VE ÜLKEMİZDEN ÖZÜR DİLEYECEKLER Mİ ACABA
Dr. Ziya Özel son derece makul bir dille, “Ben deneyimlerim sonucu bu sonuca vardım, bunu iddia ediyorum. Bilim insanları bir araya gelip ispatlasınlar” diyordu. İspata ve insanlığın faydası için kullanıma davet ediyordu yetkilileri. Ülkesine bağışlıyordu bu formülü.
Ne kadar tabii; ne denli bilimsel, mantıklı ve insanca bir yaklaşım değil mi!
Bir hekim mesleki deneyimleri sonucu böyle bir sonuç keşfetmiş ise keşfetmemiş gibi mi yapsaydı yani! Zaten birçok keşif ilk önce bu şekilde yapılmaz mı bu alanda! Yoksa, “İspata falan gerek yok, benim bulduğum ilacı ben ispatladım zaten” mi diyordu Dr. Özel!
Hayır!
Özel’in yaklaşımlarında bilime aykırılık veya bir tuhaflık var mı!
Peki bilim adamı ve hekim kılıklı bir grup şarlatan ne diyordu o zamanlar?
Bu gayet tabii duruma, “İspatlandı mı, hani ispatı” diyerek saldırganca yaklaşıyordu. Daha sonra başlayacak bir bilimsel ispat sürecini işin başında bekliyor, böylece tüm ülkenin huzurunda verdikleri kara cahil görüntüden bile utanmıyorlardı. O gün ben onlar adına utanmıştım bu manzara karşısında!
Bilim adına karşı çıkanların bilimsel bir sürecin nasıl işlediğinden bile haberleri yoktu! Önce ispat bekliyorlardı. Oysa önce dememe yanılmalarla bir keşif yapılır; bu sonra ispat edilir bazen.
Ayrıca bilimsel olmayan nice bilginin doğru olduğu gerçeğini dahi görmüyor, dahası bunu bilerek görmezden geliyorlardı. Sanki 100 sene öncesine kadarki kadim tıp bilgileri – bulguları tamamen bilimsel süreçlerle doğmuştu. Bilim 100 yıldır var ama tıp yüzyıllardır mevcut.
Deneyimli bir hekime en ufak bir itimAt beslemiyor, bilim adamı oldukları halde bilimsel kuşkuculuğun tabii bir gereği olarak bir kez olsun, “Acaba” demiyor; bir şarlatan muamelesi çekiyorlardı!
İlgili kanal da bu etiketi yüksek şarlatan grubup karşısında Dr. Özel’i tek çıkartarak ve kendisini orada yalnız bırakarak bu tabloya bilerek ve istereyerek çanak tutmuştu!
Dr. Özel, “Bilim insanlarına sunuyorum, bilimsel koşullarda ispat etsinler” diyordu ısrarlar; bunlar ise mantığın imhası bir yaklaşımla, “Hani ispatı” diyerek Dr. Özel’i ellerinden gelse bir kaşık suda adeta boğuyorlardı!
Dr. Özel’e karşı sergilenen bu saldırganca yaklaşımlara, insanlık menfaati karşısındaki bu hasut öfkeye, sektörel menfaat duygusuyla zehirlenmiş bu çirkin nefrete bakınca insan bir an için Özel ilaç değil de sanki atom bombası icat etmiş sanıyordu! Adeta Özel’i ellerinden gelse parçalıyorlardı ekranlarda.
Ne hazımsız ve utanılası bir manzaraydı, hala gözlerimin önündedir. İlaç buldum diyen birine duyulan böylesi nefret dolu bir öfke var olan kanser ilacını yok ettim deseydi inanın bu nitelikte bir tepki olmazdı diye düşünüyorum.
Bir katile bile duyulmayan bir öfkenin ilaç buldum araştırılsın gibi son derece makul ve insanca bir beyanata karşı sergilenmesi bu alandaki güçlü statükonun hastalıklara, tedaviye, insan sağlığına bakışı hakkında bizleri kara kara düşündürmelidir.
Ben ilk olarak o gün düşünmeye başlamıştım bu sektör hakkında. Hala da düşünürüm!
Gözlerimin önünden hiç gitmeyen bu, “Hayır kanser ilacını bulamazsın, hayır kansere kesin çözüm ilacından bahsedemezsin, hayır bu olamaz, hayır, hayıııııııırrrrrr” dercesine aleni olan bu çirkin hazımsızlık ve saldırganlık sektör, ülkemizdeki (o dönemlerdeki) sahipsizlik ve kadir kıymet bilmemezlik huyumuz hakkında düşünmemize vesile olmalıdır.