AŞK SÜSLENMİŞ ŞEHVETTİR

NEZAKET
Taşra: Kavşakta beklemesinler, yazıktır diyerek yol veren erkeklere bayanların adeta bir öküzmüşçesine baktıkları Anadolu bölgesidir!
Aslında bu kaba tutum nedensiz değildir. Kadınların bu konuda hakkını yememek lazımdır. Çünkü taşra aynı zamanda kendisine teşekkür mahiyetinde gülümseyen kadınların maazallah (işaret verdi falan zannedilerek) akşama dek takip ve taciz edilebilecekleri yerdir. 
Yani cahil abazaların (hem kel hem fodulların) bol olduğu bir diyardır ayrıca! 
Hep söylerim: 
Cehalet cehaleti besler. Her kötülük çift başlıdır!
AŞKI EVLİLİK ÖLDÜRMEZ, AŞK KENDİSİ ÖLÜR
Aşkın evlilikteki beklenen ölümü sadece sık rastlanılan bir tesadüftür. 
Bir gün zaten bitecek olan aşk doğal süreci gereği evliliğe denk gelmiş, pimi çekili aşk bombası evliliğin kucağında patlamıştır sadece!
Çünkü aşkın üç – beş yıllık ömrünün doğal bitişi süreç gereği hep evliliğe denk gelir! Bizler de buna bakarak aşkı evlilik bitiriyor zannederiz. 
Oysa evlilik burada ne aşktan ne bitişten haberi olan, sadece günah keçisi yapılan masum bir kurumdur. 
AŞK MASUM BİR DUYGU DEĞİLDİR
Aşk masum bir duygu değildir; hormonal nitelikli bir şehvet hadisesidir! 
İlkbaharda yahut yaz aylarında, özellikle gençlikte ve ilk olarak ergenlikte görülmesi neyi ispat ediyor sanıyorsunuz!
Aşkın gerçek mahiyetinin deşifre edilmesi şeytani statükonun işine gelmez! 
Aşk şeytanın cehennem yoluna döşediği iyi niye taşıdır!
Aşk şeytanın günahları süslü gösterme araçlarından bir tanesidir! 
Aşk hormonlardaki kıpırdamayla paralel gelişen bir şehvettir. 
Aşk kavramı ve algısı şehveti süslü göstermenin kılıfıdır!
Yaşlılar, hastalar ve bebekler neden hiç aşık olmaz sanıyorsunuz! 
“Aşk bizden geçti evladım” diyenler esasında, “Şehvet bizi çoktan terketi yavrum” demektedirler.
 
İnanmıyorsanız bu kişilerin yaşlarına dikkat ediniz! 
Mesele zayıflamış yahut gelişmemiş hormon meselesi! 
Not: İstisnalar kaideyi bozmaz!
AŞKTAN DEM VURAN PEK ÜNLÜ DİNDAR YAZARLAR
Zaten şehvetin süslü ambalajı olan aşkı daha da süslendirmeye çalışan ünlü edebiyatçılar ve yazarlar aşk oyunundan çok kazanan senaristlerdir!
Bunlar genelde az da tutulsa doğruyu yazalımcı değil; halkın gönlü neyi istiyorsa onu yazalımcı tiplerdir!
Malum aşk işini allayıp pullamak çok karlı bir iştir. En çok bu eserler satar!
Aşk şakşakçılarının en dindarları bile mantığı imha, kendisiyle de çelişme pahasına hayatın manası aşktır diyebilir. 
Oysa inandıkları din yaşamın gayesi kulluktur der. 
Görüldüğü üzere bunlar (Usuldendir: Genelini tenzih ediyorum) genellikle çoktan uçmuş tiplerdir! 
Halkı aşk bulutları üzerinde uçurmaya o nedenle tutkuludurlar!
Biz uçtuk herkes uçsun diye!

“İnsanlar dahileri yaşarken kıskanırlar; ancak ölünce alkışlarlar. Sıradan başarıları ise yaşarken abartıyla alkışlar, ölünce de sessizce unuturlar” (İzzet Güllü)

izzetgullu

Psikolog

Bir yanıt yazın